• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://tr-tr.facebook.com/people/İbrahim-Tüzer/554644751
  • https://twitter.com/ibrahimtuzer
Oğuz Atay'dan 'Babama Mektup' Ya Da Bir Yazarın Ölen Babasıyla/Kendisiyle Hesaplaşması

(Yayın Künyesi: Tüzer, İ., “Oğuz Atay‟dan 'Babama Mektup' Ya da Bir Yazarın Ölen Babasıyla/Kendisiyle Hesaplaşması”, TURKISH STUDIES -International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, 5/4,  www.turkishstudies.net, 1499-1515 (2010).)

 

Bir otoritenin, kurumun, yaptırımın ya da hoşgörünün, güvenin, tecrübe ve bilgeliğin temsilcisi olarak “baba”, edebiyatın vazgeçilmez bir malzemesidir. Sadece son dönem romanımızda değil Klasik Edebiyatımızdan Tanzimat’a, Servet-i Fünun’dan Cumhuriyet’in ilk dönem kalem tecrübelerine kadar “baba” birçok edebî metne konu olmuş; farklı yazar ve şairlerimizin eserlerinde değişik kavramlar etrafında işaret edilen birer izlek olarak yer almıştır.
 
Oğuz Atay’ın “Babama Mektup” adlı metninde okurla buluşturulan “baba” figürünün yukarıda ifade edilen dönemler içerisinde dikkat çekilenlerden farklı duran yanları vardır. Bunlardan en belirgin olanı belki de, baba hayattayken başarılamayan iletişimin o öldükten sonra kurulmak istenmesidir. Yazar, babasının yüzüne karşı söylemek isteyip de söyleyemediklerini, ölmüş bedeni karşısında “dil”e getirir.

Burada dikkat çeken bir başka nokta ise Atay’ın tüm yapmacıklardan sıyrılarak evreninde sahiciliğin yer aldığı bir dil’i merkez alıyor olmasıdır. Her ne kadar bu dil, edebî metnin kurmaca düzleminden muhatabına ulaşıyor olsa da okuru içerden sarıp sarmalamaktadır. Metnin zengin anlam alanlarına açımlanarak derinleşmesi; yazarın babasıyla olan yaşanmışlıklarının yanına okurun yaşanmışlıklarının da eklemlenerek derin anlam alanlarında çoğalması böyle gerçekleşmektedir.

 Anahtar Kelimeler: Oğuz Atay, Metin İncelemesi, Açık Yapıt, Kendilik Bilinci, Varoluşsal Kimlik

...

  
7664 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın